Siamese Türkiye’ye Dönüyor: Kalpten Kalbe Bir Buluşma

Etkinlik / İstanbul / Kapak / Müzik | 0 Yorum

Bazı konserler sadece bir akşamdan ibaret değildir. Bazı gruplar sahneye çıkmaz, kalbine dokunur. Siamese işte böyle bir grup. Danimarka’dan çıkıp sesini dünyaya duyuran bu özel ekip, elektronik dokunuşlarla süslenmiş melodik metal sound’uyla değil; içtenliğiyle, alçakgönüllülüğüyle ve dinleyicisiyle kurduğu bağla kalplere işliyor. Ve şimdi yeniden Türkiye’deler.

Siamese’i Tanımak: Bir Konserden Fazlası

Siamese’i ilk kez geçen sene, Corey Taylor konserinde canlı dinleme fırsatım olmuştu. Açık konuşmak gerekirse, bu kadar iyi bir performans beklemiyordum. O gün sabahın erken saatlerinde sıraya girmiştim. İçeriden soundcheck sesleri geliyordu. Derken, Danimarka plakalı bir araç konser alanına yanaştı. Araçtan inen kişi grubun vokali Mirza Radonjica’ydı.

O anda fark ettim; bu insanlar sadece sahneye çıkıp şarkı söyleyen müzisyenler değil. Gerçekten oradalar, bizimle. Mirza’da sıfır ego, tam anlamıyla samimi bir hava vardı. Güvenlikle giriş işlemleri yapılırken kısa ama çok sıcak bir sohbet etme fırsatım oldu. Ve beni en çok etkileyen sözünü hiç unutmuyorum:

Konser bitince kaybolmayın. Bizimle tanışmak, fotoğraf çekilmek isteyen fanlarımız varsa mutlaka gelsin.”

Dayanamadım, sordum: “Neden bunu meet & greet gibi bir paket yapmıyorsunuz?”

Mirza hiç düşünmeden şöyle dedi:

Zaten hayranlarımız bizim için para verip buralara kadar geliyor. Neden bir de bizimle fotoğraf çektirmek için ilave para versinler? Bu bize samimi gelmiyor. Biz onlar sayesinde buralardayız.”

İşte o sözden sonra sadece onların müziğini değil, kalplerini de sevdim. Ve o günden sonra, Siamese’in bir dinleyicisi değil, bir parçası oldum.

Bu Şarkılar Kalbinize Dokunacak

Siamese’in müziği sadece kulağa değil, ruhun derinliklerine sesleniyor. “Home”, aidiyet duygusunu öyle yalın ama güçlü bir şekilde hissettiriyor ki, sanki uzun zamandır aradığınız bir yeri bulmuşsunuz gibi. “Sloboda”da ise içsel özgürlüğe, zincirlerden arınmaya dair bir isyan gizli.

En çok da “Can’t Force the Love” beni etkiliyor: Sevginin dayatmayla değil, karşılıklı anlayışla var olabileceğini haykırıyor. Siamese’in şarkıları, sadece dinlenen şeyler değil — yaşanan duygular, bazen unutulanlar, bazen de kabullenilenler. Bu yüzden konserlerinde sadece şarkı söylemiyorlar; o duyguları hep birlikte yaşatıyorlar.

25 Mayıs’ta Aynı Hikâyede Buluşalım

Bu yüzden Duailty ve Vera müzik organizasyonu ile gerçekleşecek olan 25 Mayıs gecesi, sadece bir takvim tarihi değil. IF Beşiktaş sahnesi, Siamese’in Türkiye’deki sesi olmaya devam edecek. Belki aynı hikâyeleri yaşamıyoruz ama o sahne altında aynı duygularda buluşacağız. Ben orada olacağım. Kalbimde geçen seneden kalan o sıcaklıkla, o mütevazı sohbetle, o müzikle bir kez daha karşılaşacağım.

Ve biliyorum… bu yine bir konser değil, bir anı olacak.