Gezgin Salon Festivali 2025

+1 Sunar: Gezgin Salon Festivali 2025 için gözler tekrar haziranın son hafta sonuna çevrildi. Uzun yaz günlerini Fransız ikili AIR ve doyasıya dans ile karşılamak için gün saymaya başlıyoruz. Festivalin muhteşem kapanışını ise hiç bitmesini istemeyeceğiniz performansıyla Slowdive yapacak.

Salon İKSV’nin iyi müziği Şişhane’deki evinden Bonus Parkorman’a taşıdığı iki günlük müzik festivali +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nin ilk gününde, ikonik albümünün ilk çeyreğini AIR Play Moon Safari turnesiyle taçlandıran Fransız ikili AIR; French Touch akımına yeni bir ivme kazandıran Marsilyalı prodüktör Simon Henner’ın solo projesi French 79; deneysel, progresif rock müziğiyle Gevende ve Britanyalı müzisyen William Dorey’nin stüdyo projesi, funk, reggae ve saykedelik rock ağırlıklı Skinshape var.

Festivalin heyecanla beklenen ikinci gününün kapanışını, bulutların üstüne çağıracak bir performansla “shoegaze” türünün efsanesi Slowdive yapıyor. Öncesinde enerjik CLUB NF ritimleriyle festivali dans pistine çevirecek NEIL FRANCES; Anadolu saykedelyasında ve zekice sözlerinde kendimizi kaybedeceğimiz Lalalar ve indie rock’un Liverpool çıkışlı ikilisi King Hannah var.

Gelin, şehrin en sevilen güncel müzik festivalinde dördüncü kez ilkler, keşifler, iyi müzik ve doyasıya dans için buluşalım.

PROGRAM

28 HAZİRAN CUMARTESİ
15.00 Kapı açılışı
16.00 DJ set
17.00 Skinshape
18.30 Gevende
20.15 French 79
22.00 AIR Play Moon Safari

29 HAZİRAN PAZAR
15.00 Kapı açılışı
16.00 DJ set
17.00 King Hannah
18.30 Lalalar
20.15 NEIL FRANCES CLUB NF
22.00 Slowdive

AIR, ikonik albümü Moon Safari’yi kutlamaya geliyor

Nicolas Godin ve Jean-Benoît Dunckel 1998’de yayımladıkları Moon Safari albümüyle zamana meydan okuyan bir evren yarattılar, bu evrene sonraki 25 yılın müziğini etkileyecek bir vahiy indirdiler. Moon Safari, büyük değişim umutları doğuran milenyumun arifesinde müziğin can simidi oldu. David Bowie, Madonna, Sofia Coppola, Beck gibi isimleri büyülediler. Kimse, “Amour, imagination, rêve” kelimelerinin akronimi AIR’in, rüya atmosferinde salınan zengin müziğini bir kategoriyle sınırlandırmaya cesaret edemedi. Albümün 25. yılını bir dünya turuyla kutlayan grubun sıradaki durağı İstanbul.

Uzayda bir souvlaki alır mıydınız?

İçe dönüşleri, dünyadan kaçışları, aşkın kırılganlığını anlatıyor bize Slowdive, 35 yıldan uzun bir süredir. Derinlerden kopup gelen gitar reverb’lerinin kusursuzluğu, Rachel ve Neil’ın dostane vokalleri, özellikle canlı performanslarında kendini gösteren, tüm bedeninizi kuşatan davul ve baslar, yıllar içinde onları “shoegaze” türünün belki de en etkileyici grubu hâline getirdi. Yaşadıkları ortak kayıpların ardından, 6 yıllık bir aradan sonra 2023’te çıkardıkları everything is alive, pek çok gruba nasip olmayacak bir özlem ve övgü dalgasına yol açtı. 93’teki kült albümlerine ismini veren “Souvlaki Space Station”da sözlerine “closed doors bring open minds” diye başlayan Slowdive, şimdi de sizi “Chained to a Cloud” ile bulutların üstüne çağırıyor. Festival, bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir performansla pazar gecesi kapanışını yapıyor.

NEIL FRANCES’in CLUB NF ritimleriyle dansa hazır mısınız?

Jordan Feller ve Marc Gilfry ikilisinin duygusal elektro-indie rock üssü NEIL FRANCES, 2018’de Took A While kısaçaları, ardından viral olan “Music Sounds Better With You” yorumuyla enerjik müziğini dalga dalga tüm dünyaya yaydı. 80’ler ve 90’lardan rave, 70’lerden funk ve soul, yacht rock ve klasik hip-hop karışımıyla kulüp müziğine yeni bir reçete yazdı. BPM’leri yükseltip, şarkılarını yeniden yorumladıkları CLUB NF ile geçen yıl Coachella, Electric Forest, Bonnaroo gibi prestijli sahnelerde dans fırtınası estirdi. NEIL FRANCES, bulaşıcı ritimleri, akışkan ve süreğen yeni serisiyle bu yaz Parkorman’ı dans pistine çevirecek.

Elektronik müziğe Fransız öpücüğü: French 79

Marsilyalı prodüktör Simon Henner’ın solo projesi French 79, köklerini Erik Satie, Jean-Michel Jarre, AIR ve Daft Punk’tan alan saykedelik ve sentetik elektronik müziğiyle yalnızca üç albümde French Touch’a kıskanılası bir yeni evren yarattı. Bu epik yükseliş Henner’a, Reda Kateb’in Sur un fil filminin müziğini besteleme, Cliff Martinez’in Drive film müziğini remiksleme, Erik Satie’nin Gnossienne No. 5 eserini Deutsche Grammophon için yeniden yorumlama gibi görkemli kapılar açtı. French 79’un nostaljik, benzersiz ve güçlü müzikler yaratan klavyesi yaz güneşinin altında festival ruhunu selamlayacak.

Gevende ile tek sahnede devr-i alem

Progresif, rock, fusion, deneysel, dünya müziği… Belki de hepsi bir arada. Mimi, Popkomm, Babel Med, Womex gibi festivallerden Hollandalı müzisyenler Tobias Klein ve Damien Cluzel ile avangard müziğin sınırlarını zorladıkları kulüp performanslarına uzanan türlerarası yolculuğu 20 yılı aşan Gevende, başka başka insanlardan, coğrafyalardan, kültürlerden ve kendilerinden topladıkları hikâyelerle yarattıkları müziğin yerini yurdunu arıyor. Mart ayında yolculuklarına yeni bir durak olarak ekledikleri teklileri “Düş”ün heyecanını, hiçbir yere ait olmayan doğaçlama sözlerini, Anadolu’dan Nordik coğrafyalara uzanan trompetlerini ve her performansında bambaşka bir yolculuğa çıkaran sahnelerini yanlarına alıp festivale geliyorlar.

Anadolu saykedelyasında kaybolmaya meyilliyiz

70’lerin arabesk ruhunu bir Anadolu otobüsüne bindirip direksiyonu geleceğe kıran Lalalar, 2019’da “İsyanlar” teklisiyle hayatımıza girdiğinden bu yana topuğu gazdan hiç çekmiyor ve bize aynı soruyu sorduruyor: Bu şarkı nereye gidiyor? Lalalar’ın, hepimizin başka cevaplar verdiği, janrların anlamını yitirdiği zengin ses dünyasında, sinematik retro baslar, özgün vokaller, akıl uçuran sözler, güçlü kirli gitarlar geleneksel ezgilerle buluşuyor. 2023’te yayımladıkları son albümleri müziklerine de isim koyuyor: En Kötü İyi Olur. Şimdi festival temposunu artırmaya, hızı yükseltmeye, rotamızı dansa çevirmeye geliyorlar.

Sadece müzik değil, bir ruh hâli: Skinshape

Britanyalı müzisyen William Dorey’nin stüdyo projesi Skinshape, gitarın reverb’le yankılandığı, basın dalga dalga kalpleri titrettiği geçmişten gelen müziğiyle sıradan anların büyüsüne on yılı aşkın süredir eşlik ediyor. 1960’lar ve 70’lerden funk, reggae, kütüphane müziği, saykedelik rock, Afrika ve folk müziği ağır baslar, analog efektler, zihin açıcı melodilerle zenginleştiriyor, bu zenginliği siyah beyaz eski bir fotoğraftan dünyaya fısıldıyor. Fısıltıları çoğaltmak, kalabalığı dalgalandırmak için “I Didn’t Know”, “Don’t Call My Name”, “Summer” gibi eski yeni tüm şarkılarıyla festivale geliyor.

Indie rock’un esaslı ikilisi King Hannah

Hannah Merrick ve Craig Whittle, gerçek müziği yaratmak için maceralara atılan Liverpool çıkışlı bir indie rock ikilisi. Turne otobüsünün camından dünyaya birlikte bakıyor, hayatın olağan seyrinde yaşanan sıradan anları birlikte melodilere döküyorlar. İlk albümleri I’m Not Sorry, I Was Just Being Me’de hissedilen bu denge, Big Swimmer albümünde bir uyum şölenine dönüşüyor. Merrick’in sisli, mizahi ve akıcı anlatımı, Whittle’ın ateşli gitarlarıyla bütünleşiyor, iki şarkıda onlara indie’nin güçlü ismi Sharon Von Etten’in vokali eşlik ediyor. King Hannah el yükseltiyor, canlı kayıtlarına 70’lerin zengin tınıları ve 90’ların buğulu gürültüsünü de ekliyor.