Çocukken joystick’i yamultana kadar Guile seçmek, bir tek Sonic Boom‘la kazanmaya çalışmak, sonra Blanka’yla zıplamak… Street Fighter bizim için sadece bir oyun değildi. Mahalledeki prestijdi, salonun en sessiz köşesindeki turnuvaydı. Şimdi o efsane, bir kez daha beyaz perdeye taşınıyor. Ama bu kez işler başka: Jason Momoa, Roman Reigns ve Cody Rhodes gibi isimler işin içinde. Hem oyun kültürü hem güreş fanları olarak sahnenin ortasına çağrılıyoruz.
Bir Seriden Fazlası: Street Fighter’ın Anlamı
1994 yapımı ilk Street Fighter filmi, Hollywood’un oyun uyarlamalarıyla yaşadığı çocukluk dönemiydi. Jean-Claude Van Damme’ın Guile olması, Raul Julia’nın son rolüyle M. Bison’a hayat vermesi hâlâ hafızalarda. 2009’daki The Legend of Chun-Li ise karakterin adını taşımasına rağmen bir hayran filmi atmosferinden öteye geçememişti. Şimdi ise Marvel evreni sonrası değişen sinema diliyle, çok daha güçlü bir proje geliyor.

Jason Momoa: Ormanın Kalbinden Gelen Blanka
Jason Momoa’nın Blanka’yı canlandıracak olması ilk başta garip gelebilir. Ama düşününce, doğaya yakın, içgüdüleriyle hareket eden bir karakter için daha uygun bir fizik, daha organik bir oyunculuk olabilir mi? Momoa’nın “Aquaman”deki serseri krallığıyla Blanka’nın içindeki yalnız savaşçı arasında ciddi bir benzerlik var. Karakterin vahşeti, oyuncunun doğallığıyla birleşirse, sinema tarihine geçebilecek sahneler izleyebiliriz.

Roman Reigns: Güreşin Tanrısı, Şimdi Akuma’nın Gölgesinde
Roman Reigns’in Akuma olması bir seçim değil, kader gibi duruyor. WWE’de Tribal Chief kimliğiyle domine ettiği yıllar boyunca, zaten bir “aura” inşa etti. Akuma’nın hikayesi – güç uğruna ruhunu şeytana satan bir dövüşçü – Reigns’in ringdeki baskın, ağır karakteriyle örtüşüyor. Burada tek risk, sinema diline ne kadar geçiş yapabileceği. Ama geçmişte Dave Bautista gibi örnekler, bunu başarabileceklerine dair umut veriyor.

Cody Rhodes: Guile Mirasına Uygun mu?
Cody Rhodes’un Guile olacağı iddiası henüz netlik kazanmadı. Ama düşününce… “American Nightmare” sloganıyla ringlerde yürüyen bir adam, Amerikan askeri Guile’ın soğukkanlı öfkesiyle örtüşmez mi? Cody’nin promosyon kabiliyeti, sahnede “lider” karakterleri taşıyabilmesi, onu bu rol için ilginç bir aday yapıyor. Hem zaten Street Fighter, karakterlerin “kusurlarını” da ekrana taşır. Cody’nin geçirdiği dönüşüm bu anlamda potansiyel barındırıyor.

Oyun Kültüründen Sinema Evrenine: Dövüş Bitmez, Sadece Boyut Değiştirir
Bugün artık sinema, sadece izlenen değil; aidiyet duyulan, takip edilen bir evren yaratma işi. Street Fighter da bu yeni dalganın farkında. Marvel sonrası sinematik evren anlayışına uyum sağlayabilecek tek dövüş oyunu serisi belki de bu. Çünkü karakterler kült, görseller ikonik, nostalji güçlü. Şimdi üstüne bir de güreş dünyasından gelen yıldızların sahici fiziksel performansı eklendiğinde, ortaya sadece bir film değil; bir “geri dönüş” çıkabilir.
Ringden Sahneye, İkonlar Yükseliyor
Bu projeyle birlikte bir gerçek daha ortaya çıkıyor: Artık güreş, sadece spordan ibaret değil. Sinemanın yeni “aksiyon yıldızları” ringden çıkıyor. The Rock ve Cena’nın açtığı yolda şimdi Momoa, Reigns ve Rhodes gibi yeni figürler var. Street Fighter ise bu geçişin hem sembolü hem de arenası olabilir.


Az bütçeli cosplay, çizgi roman koleksiyoncusu ve müziğin çeşitli yönlerindeki gizemleri arayıp sizlerle paylaşıyorum.