Obscura Röportajı – Bosphorus Open Air Metal Fest 2025 Özel

Kapak / Metal / Müzik / Röportaj | 0 Yorum

OBSCURA: TEKNİK DEHADAN İSTANBUL SAHNESİNE

Alman teknik death metal devi Obscura, 21 Eylül’de Maximum Uniq Açıkhava’da gerçekleşecek olan Bosphorus Open Air Metal Festivalinde İstanbul seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Karmaşık rifler, ustalıkla işlenmiş melodiler ve progresif yaklaşımıyla tanınan grup, modern metal sahnesinin en yaratıcı ve yenilikçi temsilcilerinden biri olarak görülüyor.

Grubun kurucusu, vokalisti ve gitaristi Steffen Kummerer liderliğinde ilerleyen Obscura, yalnızca teknik becerileriyle değil; felsefi derinlikteki sözleri ve albümler arası bütünlük sağlayan konsept yapısıyla da dikkat çekiyor. Yeni albüm hazırlıkları sürerken, İstanbul konseri hem hayranlar hem de grup için özel bir buluşma olacak.


Güven: 21 Eylül’de Bosphorus Open Air festivalinde sahne alacaksınız. Türkiye’de ilk kez sahne alacak olmak nasıl bir his? Bosphorus Open Air sizin için ne ifade ediyor?

Steffen: Türkiye’de sahne almak hem grup hem de benim için önemli bir dönüm noktası olacak. Yıllardır hayranlar ve dergilerle iletişim halindeydik ancak ülkenizde sahne alma fırsatımız bu yıla kadar hiç olmadı. Obscura geçmişte düzenli olarak festivallerde sahne aldı ama İstanbul’a ve Bosphorus Open Air’e gelmek, hepimiz için çok özel bir deneyim olacak. Türkiye’de misafir olacağız ve yalnızca albümlerden tanıyan yeni bir dinleyici kitlesine canlı performans sunmayı dört gözle bekliyoruz.

Güven: İstanbul hakkında ne düşünüyorsunuz? Festivale geldiğinizde gezmek istediğiniz yerler var mı?

Steffen: İstanbul ve Türkiye, hem sanatçı olarak hem de özel hayatımda hiç ziyaret edemediğim bir yer. Günlük festival programına bağlı olarak, festival alanı dışında da vakit geçirip yerel mutfağı tatmayı, şehrin kültürünü, mimarisini ve atmosferini ilk kez deneyimlemeyi umuyoruz. İstanbul ve Türkiye birkaç günde tam olarak anlaşılacak yerler değil ama grupla birlikte bu fırsata sahip olduğum için minnettarım. Yeni bir şehre gittiğimizde genelde turistik yerlerden uzak durup, yerli halkın yemek yediği, eğlendiği ve vakit geçirdiği mekânlara gitmeyi tercih ediyoruz.

Güven: Türk metal sahnesini takip ediyor musunuz? Beğendiğiniz gruplar var mı? Festivalde diğer grupları izleyecek misiniz?

Steffen: Avrupa festivallerinde birkaç kez Türk gruplarla aynı sahneyi paylaştık ama açıkçası sahne tamamen bana yabancı. Bu da Bosphorus Open Air gibi büyük bir festivalin parçası olmayı daha da merak uyandırıcı kılıyor. Mümkün olursa festival alanında kalıp diğer grupların performanslarını izlemek istiyoruz. Türkiye’deki izleyicilerin yüksek sesli, sıcakkanlı ve performanslara aktif olarak katılan bir kitle olduğu söyleniyor, bu yüzden Obscura’ya nasıl tepki vereceklerini merak ediyoruz. Tekrar söylemek gerekirse, bu bizim Türkiye’ye ilk gelişimiz olacak.

Güven: Festivalde hayranlarınız ürünlerinizi satın alabilecek mi?

Steffen: Bosphorus Open Air, 2025’teki Evenfall Europe turnemizin bir parçası olacak. Bu yüzden festivalde geniş bir yelpazede plak, CD ve ürünlerimizi satışa sunacağız.

Güven: Festival setlist’inde sürprizler olacak mı?

Steffen: Her turnede setlist’i biraz değiştiriyoruz. Evenfall 2025 için daha önce hiç canlı çalmadığımız bazı şarkıları getirdik. Ayrıca her albümden en az bir şarkı çalmaya özen gösteriyoruz çünkü izleyiciler arasında en başından beri bizi takip eden hayranlar oluyor. Dolayısıyla yeni albüm A Sonication’dan parçalar ile klasikleşmiş şarkılar arasında dengeli bir setlist olacak.

Güven: Yeni albüm A Sonication’a gelen tepkiler nasıldı?

Steffen: Genel olarak tepkiler çok olumlu oldu ve A Sonication, Obscura’nın tarihindeki en başarılı albüm haline geldi. Bu albüm bize birçok kapı açtı ve önceki yıllara göre daha iyi sahnelerde performans gösterme fırsatı sundu. Sonuçtan memnunum ve bu şarkıları canlı olarak çalmak için sabırsızlanıyorum. Eylül ayında Evenfall 2025 ile A Sonication World Tour’un üçüncü ayağını tamamladık ve devamı gelecek. Bir albüm yayınlamak her zaman zordur, ve turne döngüsü genelde 3–4 yıl sürer. Şimdiden ciddi bir büyüme gördük ve bu yıl Doğu ve Güney Avrupa’daki konserleri dört gözle bekliyoruz.

Güven: Albüm kısa ama yoğun; bazı eleştiriler teknik death metalden biraz uzaklaştığınızı söylüyor. Ne düşünüyorsunuz?

Steffen: Önceki albüm biraz fazla uzun olmuştu ve bazı şarkılar hak ettikleri ilgiyi göremedi. Bu yüzden 45 dakikanın altında bir albüm yapma kararını bilinçli olarak aldık. Müzik yazmak ve yayınlamak, başından sonuna kadar özgün olmalı. ‘A Sonication’ albümünde amacım, insani bir düzey, duygu ve dinamikler barındıran bir kayıt ortaya çıkarmaktı. Son dönemdeki birçok albüm aşırı prodüksiyonlu, kesilip biçilerek mükemmelleştirilmiş ancak müzikal bütünlüğünü kaybetmiş durumda. Ben ise gerçek bir grubun performansını duyabileceğiniz, törpülenmemiş kenarları olan bir albüm sunmayı tercih ediyorum; ProTools’tan çıkmış bir demo değil. Obscura için 2003’ten beri müzik yazıyorum ve tabii ki albümler yıllar içinde farklılaşıyor. Kimse aynı albümü defalarca dinlemek istemez.

Güven: Yeni dönem bir üçleme mi olacak, yoksa dörtleme mi?

Steffen: Relapse Years dönemimiz dört albümlük bir seriydi: Cosmogenesis, Omnivium, Akroasis ve Diluvium. Bu albümler aynı plak şirketinden çıktı, aynı kapak tasarımcısıyla çalıştım ve aynı prodüksiyon ekibiyle kaydettik. A Valediction ile Nuclear Blast’a geçtik ve bir üçleme başlattık. A Sonication bu serinin ikinci albümü. Yine aynı tasarımcı Eliran Kantor ile, Fredrik Nordström’ün Fredman Stüdyosu’nda ve aynı ekiple çalışmaya devam ettik. Geriye dönüp tüm diskografiye baktığınızda grup 22+ yıldır istikrarlı şekilde üretmeye devam etti.

Güven: Fredrik Nordström ile kayıt süreci nasıldı?

Steffen: Fredrik ile çalışmak her zaman büyük bir keyif. Kendisiyle tanıştığımızdan beri üç albümde birlikte çalıştık – iki stüdyo albümü ve A Celebration I – Live in North America konser albümü. Her seferinde Göteborg’a gidip bizzat Fredrik ve ekibiyle çalıştım. Şehri ve stüdyoyu ziyaret etmek harika hissettiriyor. İlk günden beri kendimi hoş karşılanmış hissettim ve karşılıklı saygıyla albümler üzerinde çalıştık. A Sonication’da önceki albümlere göre ilk kayıtlar ile miksaj arasında iki ay kadar boşluk bıraktık, böylece detay çalışmaları için daha fazla zaman oldu. Sonuçtan çok memnunum, bir sonrakini sabırsızlıkla bekliyorum.

Güven: Yeni albümden canlı çalarken en keyif aldığınız şarkı hangisi?

Steffen: Açılış şarkısı Silver Linings, hem izleyici hem de grup tarafından çok sevildi. Bence bu şarkı tempo, armoni ve canlı performans sırasında dinamikler açısından güzel bir denge sunuyor. Çalması keyifli bir parça oldu. Albümdeki tüm şarkıları henüz sahnede çalmadık, ama ilerleyen konserlerde setlist’e yeni şarkılar ekleyip değişiklik yapacağız.

Güven: Türkiye’deki dinleyicilere mesajınız var mı?

Steffen: Eylül’de İstanbul’a ve Bosphorus Open Air’e gelmeyi dört gözle bekliyoruz. Birçok harika sanatçı sahne alacak, o yüzden gelin, tüm performansları izleyin ve müziği destekleyin. Desteğiniz için teşekkürler, yakında görüşürüz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir