İtalya’nın köklü progresif death metal grubu Sadist, 21 Eylül’de Maximum Uniq Açıkhava’da gerçekleşecek Bosphorus Open Air Metal Festival kapsamında ilk kez Türkiye’de sahne alacak! 🤘 1991’den bu yana progresif death metal sahnesinin öncülerinden olan grup, yeni albümü “Something to Pierce” ile güçlü dönüşünü yaparken İstanbul’da unutulmaz bir performansa hazırlanıyor.
Biz de KPK Mag olarak festival öncesinde grubun gitaristi Tommy Talamanca’ya sorularımızı yönelttik. Hem yeni albüm hem de İstanbul konseri hakkında merak ettiklerimizi konuştuk.
Güven: Sadist 1991 yılında kurulmuş köklü bir grup olmasına rağmen bu yıl ilk kez Türkiye’ye geliyor ve Bosphorus Open Air Metal Festivalinde sahne alacak. Bu sizin için nasıl bir his? Bosphorus Open Air Metal Festivalinde sahne almak sizin için ne ifade ediyor?
Tommy: Evet, bugüne kadar böyle bir fırsatın hiç çıkmamış olması inanılmaz, ama sonunda böylesine büyüleyici ve tarihi açıdan önemli bir yerde çalma şansı bulduğumuz için çok mutluyuz. B.O.A. köklü bir festival ve yetenekli vatandaşlarımız Lacuna Coil’in de eklenmesiyle daha da özel olacak.
Güven: Türk metal dinleyicisi hakkında gözlemleriniz var mı?
Tommy: Sadist’in çekirdek üyeleri, önemli bir Akdeniz limanı olan Cenova’dan geliyor. Bu nedenle bu denizin kıyısında yaşayan tüm halklarla güçlü bir bağ hissediyoruz. Türk dinleyicisinin bunu anlayacağından eminiz.
Güven: İstanbul seyircisine özel bir performans ya da şarkı olacak mı?
Tommy: Turnede olacağımız için, her albümden tarihi şarkılar içeren farklı bir setlist çalmayı hedefleyeceğiz. Bu, grubu henüz tanımayanlara da yıllar içinde müziğimizin nasıl evrildiğini duyma fırsatı verecek.
Güven: Festivalde hayranlarınız ürünlerinizi satın alabilecek mi?
Tommy: Kesinlikle! Özellikle metal topluluğunda bir grubu desteklemenin en etkili yolu budur.
Güven: İstanbul konseriniz öncesinde veya sonrasında hayranlarınızla buluşmayı düşünüyor musunuz?
Tommy: Biz İtalyan’ız ve insanlarla konserden önce de sonra da buluşmayı seviyoruz! Festival sırasında tam olarak programımızın ne olacağını henüz bilmiyoruz. Ses kontrolleri gibi teknik işlerle meşgul olacağız, ama biraz boş vaktimiz olursa, elinde bira ile bazı üyelerimizi görebilirsiniz!
Güven: İstanbul’da gezmek ya da keşfetmek istediğiniz bir yer var mı? Konser öncesi veya sonrası için planlarınız neler?
Tommy: Elbette olabildiğince çok şey görmek isteriz, ancak turnede olduğunuzda sürekli seyahat etmek zorunda kaldığınız için bu her zaman kolay olmuyor. Yine de böylesine büyülü bir yerde olup da tur otobüsünde ya da kuliste kapalı kalmak bir suç olurdu!
Güven: Konser günü sahneye çıkmadan önce ritüelleriniz var mı?
Tommy: Hayranlarımıza ve kendimize duyduğumuz saygıdan dolayı işimizi çok ciddiye alıyoruz. Bu da özellikle hızlı sahne değişimlerinin olduğu festivallerde konsere hazırlanmanın çok zaman alması demek. Neyse ki sahneye çıktığımızda bütün gerginlik yok oluyor ve biriktirdiğimiz adrenalini seyirciye aktarıyoruz.
Güven: Sadist’in Bosphorus Open Air Metal Festivalindeki setlist’inde hangi klasik şarkılar yer alacak?
Tommy: Metalhead’lerin sınır tanımayan tek bir büyük kabile oluşturduğuna içtenlikle inanıyoruz, bu yüzden “Tribe” şarkısını setlist’ten asla çıkaramayız. Elbette yeni albümümüz Something to Pierce’den de en az bir parça çalacağız.
Güven: Grubun ismi olan Sadist tam olarak ne anlama geliyor? Bu ismi seçmenizin ardındaki hikaye nedir?
Tommy: İsim göründüğü anlamı tam olarak taşıyor. Bizi kişisel olarak tanımlamasa da, çaldığımız müziği çok net yansıtıyor: keskin ve saldırgan.
Güven: Yeni albümünüz Something to Pierce Mart ayında yayınlandı. Albüme gelen tepkiler nasıldı?
Tommy: Yeni albümün aldığı tepkilerden son derece memnunuz. Uzun süredir sahnede olan birçok grup zamanla BPM’leri düşürmeye eğilimliyken, biz son iki albümümüzde tam tersini yaptık. Bu stil seçimi hayranlarımız tarafından oldukça beğenilmiş görünüyor.
Güven: Yeni albümünüzün prodüksiyon süreci nasıl geçti?
Tommy: Yine kendi stüdyomuz Nadir Music’te büyük bir sakinlikle çalıştık. Şarkıların ön prodüksiyonu ve düzenlemelerine çok zaman ayırdık. Yalnızca tüm parçaların albüme girecek kadar iyi olduğundan emin olduğumuzda son prodüksiyon aşamalarına geçtik. Elde ettiğimiz sesten de çok gururluyuz. Amacımız, grubun canlıdaki halinden çok farklı olmayan en otantik sesi elde etmek.
Güven: Albümün adı Something to Pierce neyi sembolize ediyor?
Tommy: Daha önce de bahsettiğim gibi, Sadist’in müziği keskin ve saldırgan. Sakin göründüğünde bile dinleyiciyi rahatsız etmek ve korkutmak için tasarlanıyor. Ayrıca şarkı sözlerinin müziğin ruhunu yansıtmasını seviyoruz. Örneğin Something to Pierce’da sözler ürkütücü konulara değiniyor.
Güven: Albümde Pestilence ve Death gibi grupların etkileri hissediliyor. Sizce Avrupa progresif death metal sahnesinin Amerikan tarzından farkı nedir?
Tommy: Sanırım Avrupa müziği, zengin klasik mirasıyla özellikle Barok dönemden çok etkilenmişken, Amerikan müziği böyle bir mirasa sahip değil. Bu, özellikle progresif müzikte belirginleşiyor. Amerikalılar sıklıkla tekniğe öncelik verirken, Avrupalılar her zaman melodiyi ön planda tutuyor.
Güven: 1990’ların başında Cenova’da kurulduğunuzda İtalyan metal sahnesi nasıldı? O dönemden bugüne neler değişti?
Tommy: 90’ların başında çok az İtalyan grup yurtdışında kendine isim yapabiliyordu. Sadist, müziğimiz İtalya’da hiç popüler olmadığından her zaman uluslararası pazara odaklandı. Neyse ki durum değişti ve bugün dünya metal camiasında büyük beğeni toplayan birçok mükemmel İtalyan grup var.
Güven: Sadist bugüne kadar birçok albüm ve dönemden geçti. Sizce grubun en kritik dönüm noktası hangisiydi?
Tommy: Grubun uzun tarihi göz önüne alındığında, kaçınılmaz olarak hem olumlu hem de olumsuz birçok dönüm noktası oldu. Bence grubun sound’unun olgunlaşmaya ve daha tanınır hale gelmeye başladığı an, Trevor’un “Crust” döneminde (1997) gruba katılmasıydı. Diğer önemli bir dönüm noktası ise 2007’de yayımlanan Sadist albümüydü.

Güven: 30 yılı aşkın süredir progresif death metal sahnesindesiniz. Sadist’in müzik evrimini nasıl tanımlarsınız?
Tommy: Sadist’in müziğini sevseniz de sevmeseniz de, sound’unun anında tanınabilir olduğunu inkar edemezsiniz — bu, en başından beri ana hedefimiz oldu. Ayrıca “progresif” tavrı tamamen benimsedik; her yeni albümde kendimizi tekrar etmemeye çalışıyoruz, böylece ne hayranlarımızı ne de kendimizi sıkıyoruz!
Güven: Canlı performanslarda çalmaktan en çok keyif aldığınız şarkı hangisi?
Tommy: Genel olarak sahnede çaldığımız tüm şarkıları seviyoruz, çünkü bunlar canlıda en iyi çalışan parçaların seçilmiş hali. Sonuçta, çalmayı eğlenceli kılan şey parçanın kendisi değil, seyircinin tepkisi oluyor.
Güven: Yeni nesil death metal/progresif metal grupları hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’den takip ettiğiniz ya da duyduğunuz bir grup var mı?
Tommy: Yeni death metal sahnesini, özellikle daha teknik ve hızlı olan işleri çok ilginç buluyorum. Türkiye’nin de bu açıdan bazı harika gruplar sunduğunu düşünüyorum; örnek vermek gerekirse, müthiş bir yetenek olan CARNOPHAGE!

Metalhead designer & photographer
www.guvenceylan.net