
Doğrusunu söylemek gerekirse, Call of Duty benim için sadece bir oyun serisi değil, aynı zamanda yıllardır bağ kurduğum, karakterlerini ezbere bildiğim, görevlerini hâlâ kulaklıkla fısıldadığım bir evren.
Şimdi bu evrenin sinema perdesine taşınacağı resmi olarak açıklandı. Filmin yapımcısı Paramount Studios. Duyduğum an bir heyecan sardı, evet. Ama o heyecanın gölgesine sinsice yaklaşan bir şey daha vardı: endişe. Çünkü artık öğrendik: her oyun filmi, onun ruhunu perdeye taşıyamıyor. Hatta çoğu zaman, o ruhu neredeyse yok ediyor.
2026 yalnızca Call of Duty için değil; Silent Hill, Resident Evil, Street Fighter, Mortal Kombat gibi pek çok oyun uyarlaması için de vizyon yılı olacak. Kimi bunu “uyarlama dalgası” diyor, kimiyse “sinema dünyasının en büyük sınavı.” Peki Call of Duty bu sınavda nasıl bir kâğıt verecek?
Hikâyeyi Kim Anlatacak? Tanıdık Yüzler mi, Yeni Karakterler mi?
Reddit’te açılan başlıklara, forumlarda dönen tartışmalara bakınca ikiye bölünmüş bir topluluk var karşımızda. Bir taraf, Captain Price, Soap, Ghost gibi karakterleri beyazperdede görmek istiyor. Onlara göre bu karakterler, Call of Duty’nin DNA’sını oluşturuyor.
Diğer taraf ise “tanıdık bir evrende, yeni bir anlatı” hayal ediyor. Belki hiç bilmediğimiz bir özel kuvvet subayı, belki de geçmişi bilinçli olarak saklanan bir anti-kahraman…
Ama işin özü şu: karakter değil, ruh meselesi. İster Ghost’u izleyelim, ister yepyeni biri gelsin… Eğer bu evrenin atmosferi doğru yansıtılmazsa, hikâye ne kadar iyi olursa olsun, kendini evde hissettirmeyecek.

Bir Hikâyeyi Unutulmaz Yapan Kötülerdir
Call of Duty’nin en unutulmaz anları, sadece görevi tamamladığımız sahneler değil, şok eden ihanetler, politik entrikalar ve karakterlerin karanlık yönleri oldu.
Bu yüzden filmde antagonist seçimi rastgele yapılabilecek bir tercih değil.
Zakhaev, General Shepherd, Makarov, Menendez gibi karakterler yalnızca kötü adam değildi; bazıları haklı gerekçeleri olan, bazıları trajik geçmişlere sahip, bazılarıysa gerçek hayattaki politik yansımaların birebir karşılığıydı.
Kötü karakter doğru seçilirse, bu film yalnızca bir patlama filmi değil, iz bırakan bir anlatı olabilir.

Raul Menendez ve “Cosmic Black” Bir Tehdit
Bu bağlamda en çok konuşulan isimlerden biri Raul Menendez.
Black Ops 2’de tanıştık onunla. Kız kardeşinin ölümünden Amerika’yı sorumlu tutan bir halk kahramanı mıydı? Yoksa propagandaya boğulmuş bir terörist mi? Aslında ikisi de. Ve bu da onu klasik bir “boss” figüründen çıkarıp, psikolojik bir gölgeye dönüştürdü.
Hayranlar, onun hikâyesine atıfla bir kavram da üretmiş durumda:
“Cosmic Black.”
Yani yalnızca kötü değil, haklı olduğunu sanan bir karanlık. İşte sinema için biçilmiş kaftan olan anlatı tam olarak bu.
Peki Ya Müzik? Avenged Sevenfold Geri Döner mi?
Call of Duty evreninin bir başka ruh katmanı da müzikti.
Ve bu evrenin en güçlü seslerinden biri de şüphesiz Avenged Sevenfold oldu.
“Not Ready to Die” – Black Ops
“Carry On” – Black Ops 2
“Mad Hatter” – Black Ops 4
ve tabii ki grubun oyun içinde NPC olarak yer alması
Bu yalnızca bir soundtrack iş birliği değil, bir kültürel geçiş köprüsüydü.
Grubu sadece arka planda çalmadık; görevler boyunca onların enerjisiyle nefes aldık.
Şimdi herkesin aklında şu var: Call of Duty filmi için A7X yeniden devreye girecek mi?
Soundtrack’te bir parça? Belki teaser’da bir riff? Belki de post-credit sahnesinde bir cameo?
Resmi bir bilgi yok ama tek bir şey kesin: bu hikâyeyi seslendirmek istiyorsan, o sesi tanıyorsun.
Paramount’un Elinde Ne Var? Ne Yapabilir?
Yapımcı stüdyo olan Paramount, bu projeye ne kadar derinlik katacak bilmiyoruz.
Klişelerle dolu bir aksiyon bombası mı olacak? Yoksa Black Ops’un komplolarla örülü karanlık atmosferine uygun bir anlatı mı kurulacak?
Eğer doğru karakter, doğru senaryo ve doğru müzik buluşursa, Call of Duty filmi sinema tarihine geçebilir.
Ama olmazsa?
Yıllardır milyonlarca oyuncunun kurduğu bağlar, sadece sinema salonlarında yankılanıp kaybolan bir ses olarak kalır.
Ve Biz Ne Yapacağız?
Muhtemelen vizyon gününde yine koltuklarımıza oturup o açılış sahnesini bekleyeceğiz.
Ellerimizde kontrolcü olmayacak, ama aynı heyecan olacak.
Çünkü Call of Duty, sadece bir oyun değil…
Bir evrendi.
Ve o evren şimdi, ilk defa bizim yerimize hikâyeyi anlatacak.
Belki Ghost perdeye adım atar, belki Menendez’in sesi tüylerimizi diken diken eder. Belki bir A7X introsuyla başlar her şey… Belki de sadece savaş değil, hafızalarımız da tekrar alev alır.

Az bütçeli cosplay, çizgi roman koleksiyoncusu ve müziğin çeşitli yönlerindeki gizemleri arayıp sizlerle paylaşıyorum.