Illusions Play: Karanlığın İçinde Bir Portal Açılıyor
İstanbul doom/death sahnesinin en özgün oluşumlarından biri olan Illusions Play, bu yıl Portals Festival sahnesinde karanlık atmosferini bir kez daha dinleyicilerle buluşturmaya hazırlanıyor. Vitaliy (Can Aydın) tarafından 2011 yılında kurulan grup, yıllar içinde geçirdiği dönüşümle hem görsel hem de müzikal anlamda kendine has bir kimlik inşa etti. Maskeli sahne konsepti, teatral anlatımı ve derinlikli besteleriyle Illusions Play, sahnede yalnızca müzik yapmıyor — izleyiciyi içine çeken bütünsel bir deneyim sunuyor.
2024’te yayımladıkları ikinci albüm Empire of Desolation, grubun müzikal olgunluğunun doruk noktası olarak öne çıkarken, melankoli, yalnızlık ve varoluş temalarını yoğun bir atmosferle buluşturdu. Şimdi ise Portals Festival sahnesinde bu karanlık yolculuğu canlı bir deneyime dönüştürmeye hazırlanan grup, dinleyicilerini “maskelerin ve yanılsamaların olmadığı” bir dünyaya davet ediyor.

Güven: Merhabalar, 18 Ekim’de Portals Festival kapsamında İstanbul’da sahne alacaksınız. Festival öncesi hazırlıklarınız nasıl gidiyor? Böyle bir festivalde sahne almak size neler hissettiyor?
Sezer: Merhabalar, performans ve görsel odaklı hazırlıklarımız tüm hızıyla devam ediyor. Hem bizim için hem de izlemeye gelecek tüm dostlarımız için harika bir festival olacağını düşünüyoruz. Böylesine güçlü bir kadrosu bulunan Portals Metal Fest’ te sahne alıp bu gücü yükseltmekten dolayı heyecan duyuyoruz.
Ilya: Neredeyse her gün vokal çalışıyorum — gerçi ben bunu zaten hep yapıyorum, ortada özel bir sebep olmasa bile, Hehe :).
Portals’ta sahne alacak olmak beni gerçekten heyecanlandırıyor. Böyle güçlü bir kadroyla aynı festivalde yer almak benim için büyük bir onur. Headliner grup SETH’i uzun zamandır biliyorum ve Fransız black metal sahnesine büyük saygı duyuyorum — dünyanın en iyilerinden biri bence. Demonical ise o tipik Stockholm sound’unu müthiş bir şekilde yansıtıyor; onları canlı izlemek büyük keyif olacak. Ve tabii Moribund Oblivion — Türkiye’yi uluslararası alanda temsil eden, sahnede her zaman enerjisi ve karizmasıyla fark yaratan harika bir grup. Böyle bir kadronun içinde yer almak bizim için gerçekten ilham verici. Tam benim sevdiğim türden bir şey.
Güven: Türkiye’deki metal sahnesinde Portals Metal Fest gibi etkinliklerin artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaan: Türkiye’de metal sahnesi son yıllarda ciddi bir ivme kazandı. Portals Metal Fest gibi etkinliklerin artması, hem yerli grupların görünürlüğü hem de dinleyici kitlesinin sahneyle yeniden temas kurması açısından büyük önem taşıyor. Illusions Play olarak bu tür organizasyonları sahnenin ve alternatif müziklerin sürdürülebilirliği için kritik görüyoruz. Genel olarak işlerin streaming üzerinden döndüğü bir piyasada bu tür organizasyon ve festivallerin artması hem kitle hem de gruplar bazında en azından organik bir büyüme sağlıyor. Gördüğüm kadarıyla müzik dinlemek için en çok tercih edilen streaming platformlarında alternatif müzikler kasıtlı olarak göz ardı ediliyor. Globalde extreme türler icra eden lokal grupların dahil olabileceği farklı alt başlıklarda resmi listeler varken ülkemizde aynı standartlarda iş çıkaran grupların yer alabileceği herhangi bir resmi liste yok. Bu sadece benim dikkatimi çekmiş olamaz diye düşünüyorum. Belli ki ülkemizde bazı şeyler düzelmeden müzik piyasası da düzelmeyecek. Özet olarak Portals gibi festivaller metal müziğin Türkiye’de yalnız olmadığını kanıtlayan güçlü göstergelerden biri ve benzer etkinliklerin yapılma sıklığının artması gerekiyor.

Güven: Portals Festivali’nde yeni materyaller ya da sürprizler sunacak mısınız?
Vitaliy: Yeni bir materyal çalmayacağız, çünkü bizim asıl sürprizimiz müziğin kendisinden öte bir deneyim. Bizim için sahneye çıkmak, sadece şarkı çalmak değil — an’ı yaşatmak, duyguyu izleyiciyle aynı nefeste hissettirmek. Bizim için konser, tüm dinleyicinin bir bütünün parçası haline geldiği teatral bir deneyim. Amacımız, her birinin o atmosferi sadece duyması değil, gerçekten hissetmesi.
Illusions Play sahnede yalnızca müzik yapmaz; bir atmosfer yaratır, izleyiciyi onun içine çeker.
Güven: Illusions Play sahne tasarımı olarak Türkiye’de öne çıkan gruplarından. Sahne performansınızda dinleyicileri nasıl bir atmosfer bekliyor olacak?
Ilya: Festival formatının imkanları dahilinde, en iyi yaptığımız şeyi yapmaya ve sahne atmosferini, görsel öğeleri olabildiğince korumaya çalışacağız.
Ben Illusions Play’e katılmadan önce ilk kez grubun performansını izlediğimde, görsel ve imgesel tarafın müzik kadar önemli olduğunu hemen fark etmiştim. Bu beni gerçekten etkilemişti. Ben sanatsal anlatımı ve sahne estetiğini çok önemsiyorum — bu unsurlar müziğe her zaman yeni bir boyut kazandırıyor. Seyirci de bu sayede çok daha derin bir deneyim yaşıyor, bu da bence işin en güzel kısmı.
Güven: Grup, Vitaliy’nin 2011’deki projesi olarak doğdu ve zamanla kadro değişiklikleri yaşadı. Grubun kurucu üyesi olarak, bu süreçte Illusions Play’in müzikal vizyonunu korumak ve geliştirmek adına karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?
Vitaliy: En büyük zorluk, aynı vizyona sahip insanları bulmaktı. 2018’deki ilk konserimizden bu yana birkaç kadro değişikliği yaşadık, ama bu süreç grubun olgunlaşmasına yardımcı oldu. En başından beri kalan tek kişi olarak söyleyebilirim ki, şu anda kusursuz bir uyum yakaladık. Herkes birbirini çok iyi tamamlıyor ve bu, müziğimize derin bir bütünlük katıyor.
Güven: Grubun sound’u, kuruluşundan 2024’teki Empire of Desolation albümüne kadar nasıl bir evrim geçirdi?
Vitaliy: İlk dönemlerimizde müziğimiz çok daha yavaş, melankolik ve funeral doom etkilerindeydi. Zamanla tempo arttı, müzik çeşitlendi ve atmosfer daha yoğun hale geldi.
Empire of Desolation ile Illusions Play kendi kimliğini buldu diyebilirim. Artık sadece doom/death değil; içinde black, progressive ve ambient dokular da barındıran kendine özgü bir yapıya sahip. Bizim için müzik, tekrara düşmeden evrilen bir yolculuk.

Güven: İsminiz “Illusions Play” oldukça etkileyici. Bu ismin ardındaki anlam nedir?
Vitaliy: “Hayatın kendisi bir illüzyon oyunu” fikrinden doğdu.
İnsan, kendi duyguları ve korkularıyla gerçekliğini yaratıyor — kimi zaman karanlık, kimi zaman büyüleyici bir şekilde.
Illusions Play bu oyunun müzikal bir yansıması; içsel dünyayı sorgulayan, yanılsamalarla yüzleşen bir ifade biçimi.
Güven: Şarkı yazım süreciniz nasıl ilerliyor? Fikirler genellikle kimden çıkıyor?
Vitaliy: Genellikle parçaların iskeleti benden çıkıyor — temel riff’ler, atmosfer ve genel ruh hali önce oluşuyor. Sonrasında grup arkadaşlarım devreye giriyor; herkesin katkısıyla şarkılar olgunlaşıyor. Bu kolektif yaklaşım, Illusions Play’in karakterini şekillendiren en önemli unsur.
Güven: Grubun müziği genellikle melankoli, yalnızlık ve çöküş temaları etrafında şekilleniyor. Bu duygusal yoğunluğu üretirken ilham kaynaklarınız neler?
Vitaliy: Hayatın kendisi; Anılar, kayıplar, kabuslar, rüyalar ve ruhun içinden geçen her şey.
Bizim için karanlık sadece bir duygu değil, güzelliğin en saf hali. Illusions Play’in müziği bu zıtlıkların dengesi üzerine kurulu.
Ilya: Hayatım zaten başlı başına bir melankoli, düşüş ve yoksunluk hikayesi, haha.
Karanlık müzik dinleyip o ruh haline girdiğimde hep böyle hissediyorum. Nerede olursam olayım, hep biraz yalnız ve tam olarak anlaşılmamış hissederim kendimi.
Rusya’nın uzak kuzeyindeki küçük bir şehirde doğup büyüdüm; çok az arkadaşım vardı. Şimdi göçmen olarak başka bir ülkedeyim, dili tam bilmeden yaşıyorum.
Kısacası — doom/death grubunda şarkı söylemek için biçilmiş kaftanım.
Yalnızlık teması benim için boş bir kavram değil. Ama bu duyguyu müzik aracılığıyla ifade ettiğimde hem arınıyor hem de ilham buluyorum. 90’ların sonundan beri doom/death dinliyorum, bu tarzın ruhu artık bilinçaltıma kazınmış durumda. Illusions Play’de bu müziği icra etmek benim için son derece doğal bir süreç, özellikle de aynı derinliği hisseden insanlarla birlikteyken.

Güven: 2024’te yayımladığınız Empire of Desolation albümünüzün yaratım sürecinden bahseder misiniz? Albüme gelen tepkiler nasıldı?
Vitaliy, Sezer: İlk albüm ile Empire of Desolation arasında on yıla yakın bir zaman var. Bu kadar uzun sürmesinin nedeni, bu albümün son derece içsel ve kişisel bir çalışma olmasıydı.
Duyguları dışa vurmak bazen uzun zaman alıyor. Empire of Desolation albümü yaratım sürecinde birlikte bolca vakit geçirme şansı bulduk ve kayıt dönemlerinde çok çalıştık. Bu süreçte dinlemek istediğimiz müziği oluşturma ve şarkılarda hissiyatı ön plana çıkartma düşüncemizin bizi çok güzel bir yere ulaştıracağına inandık. Albüm yayınlandıktan sonra dinleyicilerimizden gelen pozitif yorumlar sonrasında da böyle olmasından dolayı çok mutlu olduk. Yabancı dergiler ve webzinelerde genellikle 8 ve üzeri puanlar aldık. Tepkiler gerçekten çok güçlüydü; Rock Hard Italy dergisi Empire of Desolation’a 8.5/10 puan vererek, 2025 Şubat sayısında uluslararası self-released albümler arasında birinci sırada gösterdi. Bu bizim için hem büyük bir onur hem de önemli bir motivasyon kaynağı oldu.
Güven: “Under Shining Moon”, “Morning Dew” ve “Into Infiniy” videoları albümün atmosferini çok iyi yansıtıyor. Görsel taraf sizin için ne kadar önemli? Yeni video klipler gelecek mi?
Sezer: Yaptığımız performansları salt müzik olarak değil aynı zamanda bir görsel show olarak da icra etmeyi seviyoruz. Bu noktada video klipler, görsel anlamda bizi pozitif yönde etkiliyor. Dinleyicilerimizden de gelen beğeniler ve yorumlar neticesinde yeni kliplerin gelecek planımızda olduğunu söyleyebiliriz.
Güven: “Into Infiniy” demişken, son olarak bu yıl içinde “Into Infiniy” teklisini yayınladınız. Yeni albüm çalışmaları var mı? Bu tekli yeni albümün habercisi mi?
Kaan: Tam olarak göründüğü gibi, yeni albüm sürecine aktif olarak girmiş durumdayız. “Into Infinity”, bu sürecin ilk adımı ve aslında yeni bir dönemin habercisi. Parçada grubun mevcut atmosferik yönünü korurken beste ve prodüksiyon anlamında daha agresif, modern bir yaklaşım sergiledik. Yeni albümün genel dizaynı da bu yönde olacak. Tasarım sürecini genel olarak bitirdik diyebilirim, şu an kayıtları biraz ivmelendirme aşamasındayız. Dışarıdan bir gözle bakacak olursak, albümde Illusions Play’in klasik stiline yenilikçi ve modern bir görünüm kazandırmasını izleyeceğiz.

Güven: Son kadro değişikliğiyle (Kaan, Sezer ve Haárps’tan Ilya’nın katılımı) birlikte grubun sound’unda nasıl bir evrim veya olgunlaşma gözlemlediniz? Ilya’nın Haárps’tan gelmesi ve Vitaliy’nin de orada yer alması, iki grup arasında nasıl bir sanatsal dayanışma yarattı?
Ilya: Yeni kadro, albümden sonra şekillendi ve ilk defa tam olarak Into Infinity single’ında devreye girdi. Ortaya çok güçlü bir yapı çıktı: prodüksiyon deneyimi olan üç kişi, net bir görev paylaşımı ve mükemmel bir uyum. Ben bas gitar ve clean vokal bölümlerinden sorumluyum ayrıca sözlerin düzenlenmesi, vokal melodileri ve armonilerin geliştirilmesiyle ilgileniyorum.
Bu açıdan Haárps’tan oldukça farklı, çünkü orada müzikten görselliğe kadar her şeyi ben yönlendiriyorum. Illusions Play’de ise sadece kendi alanıma odaklanabiliyor ve geri kalan her şeyin de harika olacağından emin olabiliyorum — bu benim için büyük bir rahatlık ve onur. Vitaliy ile zaten Haárps sayesinde oluşmuş bir yaratıcı bağımız vardı; bu da süreci çok kolaylaştırdı. Birbirimizin müzikal dilini çok iyi anlıyoruz. Şu anda grubun sound’u daha bir bütün-ve olgun hale geldi. Haárps ve Illusions Play arasındaki karşılıklı etkileşim çok doğal bir süreç — birbirimizi besliyoruz ama her grubun kimliği ayrı kalıyor.
Güven: Empire of Desolation’da hem brutal hem de clean vokalleri dengeli şekilde kullanıyorsunuz. Bu ikili vokal yapısı duygusal anlatımı nasıl etkiliyor sizce?
Vitaliy: Brutal vokaller öfke, isyan, umutsuzluk gibi duyguları temsil ediyor; clean vokaller ise bunun karşısında duran umut, huzur ve kabullenişi.
Hayat da böyle zaten — siyah ve beyaz, ışık ve karanlık yan yana.
Bizim müziğimiz bu dengeyi yansıtıyor.
Güven: Şarkı sözlerinde insan varoluşu, ölüm ve içsel çatışmalar gibi temalar yoğun biçimde işleniyor. Bu kavramlar sizin kişisel dünyanızda ne ifade ediyor?
Vitaliy: Bu temalar, bizim için bir karanlık fetişizmi değil, bir arayış.
Ölüm, yok oluş ya da varoluş sorgusu — bunlar insanın özünü anlamaya çalışmasının yolları. Illusions Play’de bu konulara felsefi bir gözle bakıyoruz; karanlıktan korkmak yerine onu anlamaya çalışıyoruz.
Güven: Portals Festival sonrası sahne planlarınız veya turne düşünceleriniz var mı?
Kaan: Şimdilik bir turne planımız yok ancak daha yakın tarihli birkaç özel etkinlik ya da sürpriz konser haberi gelebilir. Ayrıntı verecek olursak geçtiğimiz haftalarda İtalya ve Dubai’de düzenlenecek olan festivallerden sahne teklifi aldık fakat tarihlerin yakın olması, vize süreçlerinin uzun ve belirsiz olması vs. gibi sebeplerle katılım sağlayamadık. İş dönüp dolaşıp mevcut şartlarda müzik yapmanın zorluğuna geliyor. Buna rağmen, bu tekliflerin gelmesi bize grubun ulaştığı noktayı ve müziğimizin bazı sınırları aştığını gösteriyor. Bu da haliyle üreteceğimiz yeni müzikler ve ileri tarihli sahneler için motivasyonumuzu yükselten bir etkiye sahip. Sonuç olarak yeni albümün yayınlanmasıyla birlikte, hem yurtiçinde hem de uluslararası etkinliklerde daha kapsamlı bir konser takvimi oluşturmayı planlıyoruz.
Güven: Doom metal sahnesinin Türkiye’deki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Vitaliy: Türkiye’de doom metal hâlâ küçük ama çok tutkulu bir toplulukla varlığını sürdürüyor. Gerçekten kalpten bu müziği yapan gruplar var ve her biri sahnenin büyümesine katkı sağlıyor. Biz de kendi yolumuzda, bu sahnenin parçası olmaktan gurur duyuyoruz.
Umarım Illusions Play gibi gruplar yeni kuşaklara ilham verir.
Ilya: Açık konuşmak gerekirse, saf doom metal yapan grup çok fazla yok — belki de ben hepsini bilmiyorumdur. Genelde black ve melodic death gruplarıyla aynı sahneyi paylaşıyoruz, o yüzden bazı şeyleri gözden kaçırıyor olabilirim. Sonuçta buraya sonradan geldim ve sahneyi tamamen temsil ettiğimi söyleyemem. Ama genel olarak Türkiye metal sahnesi yükselişte gibi görünüyor: orijinal materyal üreten artık daha fazla grup var, konserler ve festivaller artıyor, insanlar gerçekten katılım gösteriyor, bunlar çok motive edici.
Güven: Son olarak, Portals Festival’de sizi izlemeye gelecek dinleyicilere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bütün gün süren bir festival olacağından dolayı gerçekten güçlü kadrosuyla muhteşem bir etkinlik olacağını düşünüyoruz. Biz de açılış grubu olarak sahne alacağız. 18 Ekim Cumartesi günü bir “portal” olsun — sadece gruplar ve sahneler arasında değil, maskelerin ve yanılsamaların olmadığı bir yere açılan bir portal. Orada sadece ses ve karanlık kalsın.
Orada görüşmek üzere.

Metalhead designer & photographer
www.guvenceylan.net