Türkiye’de rock sahnesinin yeni ama kökleri derinlere uzanan isimlerinden biri var karşımızda: Karamesai.
Rock City Bursa’nın mirasını 80’lerin ve 90’ların destansı sounduyla harmanlayan grup; yer yer karanlık tınıları, yüksek enerjili gitar soloları ve gece–sabah arası duygulara dokunan şarkılarıyla dikkat çekiyor.
Biz de KPK Mag olarak Karamesai ile hem geçmişi hem de yaklaşan “Gölge” albümünün geleceğini konuştuk:
Enes: Karamesai’nin müzikal yolculuğu Rock City Bursa’dan başlıyor. O dönemden bugüne taşıdığınız en güçlü miras nedir? Geçmişteki isyan, sahne ruhu, dostluk hissi… Hangisi bugün hâlâ içinizde yaşıyor?
Karamesai: İlk olarak okuyacak herkese selamlarımızı iletmek isteriz.
“Karamesai” olarak öncelikli amacımız; bize göre yozlaşmış bir “mainstream” müzik piyasasında, “köklerimizi alıyoruz” dediğimiz bir efsanenin ışığında gerçekten bir “grup müziği” yapabilmek. İçimizde yaşayan en büyük haz ise; yapaylıktan uzak, derdimizi içimizden geldiği gibi dinleyicilerimize aktarabilme hazzı.
Enes: “Gece Sabah” ile karanlık bir şekilde başlayan hikâye “Avcı” ile daha aydınlık bir tona geçti. Bu iki tekli arasında bilinçli bir tematik bağ var mı? Dinleyiciyle bir yolculuk mu kuruyorsunuz, yoksa her şarkı kendi evrenini mi taşıyor?
Karamesai: “Gece Sabah” aslında bir beyaz yaka yakarışı. İçinde bulunduğu, her ne kadar dişlisi olsa da kendini bir türlü konumlandıramadığı bir çarkta dönüp duran birisinin müzikal anlatımı.
“Avcı” ise “gece sabah’taki” yakarıştan ziyade kısaca bir aşk şarkısı 😊 Arada yaşanmışlıklar olsa da kaçanı kovalamak üzerine yazıldı.
Parçalarımız arasındaki bağı “tematik” olarak kurgulamak biraz yanlış olacaktır, yolculuk biraz daha uygun olabilir. Çünkü kurguladığımız albümde biraz “katalog” gibi hareket edeceğiz. Yani sound’lar ve lirikler birbirinden farklı ve biraz da bağımsız olacak.
Enes: Karamesai ismi ister istemez karanlık bir çağrışım yapıyor. Sizce grubun ‘karanlık’ tarafı hangi duyguyu temsil ediyor? Öfke mi… Tutku mu… Yoksa kendinle yüzleştiğin o sessiz anlar mı?
Karamesai: Bu sorunuzu yanıtlamak için ilk olarak ismimizi açıklamamız daha doğru olacaktır… “Karamesai” gündelik hayatlarımızın dışında kendimize ayırdığımız ve müzikal olarak değerlendirmek istediğimiz zamanları, içsel düşüncelerimizi dışa vuracağımız bir “mesai” olarak adlandırmamızla ortaya çıktı. Mesaimiz biraz yaşanmışlıklarımızın ve dile getireceklerimizin pek de hoş şeyler olmayabileceği üzerine “kara” takısını da aldı ve ortaya “karamesai” çıktı.
İsmimizden de mütevvelit karanlık tarafımız; tüm yaşanmışlıklarımıza atfettiğimiz düşünceler aslında. İçeriğinde öfke de olacak, tutku da, nefret de, ihtiras da…
Enes: Özgür’ün lead gitar olarak katılmasıyla birlikte “sahnede iki kat tel titriyor” diyorsunuz. Bu değişim sahne enerjinizi nasıl etkileyecek? İzleyicinin fark edeceği en belirgin dönüşüm ne?
Karamesai: Burada önden biraz da grubu tanıtalım 😊 Karamesai aslında Onur’un yıllar boyu süregelen alternatif müzik proje fantezisi temelinde oluşuyor. Bu fantezi fikir; eski dostu Özkan ile yollarının tekrar kesişmesi ve “hadi müzik yapalım” demeleri, ardına bir de Serdar’ın gelip “ben de destekleyeceğim” demesi ile power-trio formasyonunda bir grup şekline dönüştü. Vokal & gitar & bass & davul olarak yola çıkıldı, bestelerde enstrüman olarak zengin aranjmanlar olduğu için gölge eleman Berke devreye girdi ve çalışmalar bu şekilde başladı.
Yayınladığımız iki single neticesinde aldığımız tepkiler beklediğimizin ötesinde oldu. Buradan biraz da gaz aldık 😊 Başlangıçta biraz butik düşünmemize rağmen grubumuzun varacağı ya da ulaşabileceği noktaları düşünerek Özkan’ın beraber müzik de yaptığı eski dostu Özgür ile tanıştık ve fikir birliğine vardık. Kenidisinin katılımıyla neredeyse 4 nesil bir üye portföyümüz oldu. Kemik üçlünün müzikal kartelasına bambaşka renkler ekleyecek bir adım oldu bu bizim için.
İzleyiciler için en belirgin dönüşüm ise; mevcut piyasa olarak da düşünüldüğünde gerçek bir gitarist ve saf gitar müziği dinlemeleri olacak 😊
Enes: “Avcı” şarkısı; içimizdeki gölge yanla yüzleşme hissi veriyor. Bu şarkı bir karakter hikâyesi mi, yoksa grubun içsel bir teması mı?Avcı kim? Kaçtığımız mı, olduğumuz mu?
Karamesai: Şu Türkçe’de lastik gibi değil mi? Nereye çekersek oraya gidiyor 😊… “Avcı” aslında bir platonik aşk şarkısı. Cinsiyet farketmeksizin herkesin içinde bulunabilecek tabiri caiz ise zampara kişiliğe kinayede bulunuyor. Gölge yanı ise atfedildiği kişi; yani söyleyen söylediğinin kaçmasından hem hoşlanıyor, hem de sitem ediyor.
“Avcı” aslında bir karakter hikayesi tabiikide. Bir düşünsenize hayatımız boyu kaçtığımız… ya da kaçmaya çalıştığımız avcılar… 😊 (buradan bir çıkarımda bulunmak istersek grubumuzun içsel temalarından biri olduğunu da söyleyebiliriz sanki… 😊 )
Enes: 80’lerin ve 90’ların rock ruhunu günümüzün kaotik dünyasıyla harmanlıyorsunuz. Sizce bu iki dönem neden bu kadar iyi buluşuyor? O dönemden bugüne taşınan “aynı isyan” nedir?
Karamesai: Şarkılarımızda anlattığımız tüm isyan bizce “insanlık” adına… Daha öncede belirttiğimiz gibi hepimiz gündelik hayatlarımızda iş, ilişkiler vb. Alanlarda sorunlar ve açmazlar yaşıyoruz. Bizde bu açmazlardaki fikirlerimizi ve tepkilerimizi müzik ile gösterme yolunu seçtik. 80’ler tarzı epiklik ile 90’lar tarzı didaktikliği harman edip, (bizce) yozlaşmış bir 2020’ler müziğine ürünler sunmaya çalışıyoruz. Çalışacağız…
Enes: 2026’da çıkacak “Gölge” albümünü merakla bekliyoruz. Bu albümün genel atmosferini nasıl tanımlarsınız? Daha epik bir yapı mı geliyor, yoksa daha agresif bir ton mu?
Karamesai: Albümümüz müzikal ve liriksel olarak bir katalog gibi olacak. Biraz da “ilk elin günahı olmaz” diyerekten uzanabileceğimiz birçok tarzı ve işleyebileceğimiz birçok konuyu derleyeceğiz. Amacımız; albümümüzün, dinlemeye başlayan birisinin her parçada farklı lezzetler ile hayatının bir kısmına dokunabiliyor olması.
Planımız ise 7 ana parça, 2 akustik düzenleme ve 1 adet remix olması yönünde. Ana parçaların dışında yayınlamak istediğimiz parçalarda da aranjenin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmak istiyoruz. Yani bir şarkının noktasına virgülüne ne kadar dikkat edilirse, o şarkının her formata uyabileceği farkındalığı. Müziğin evrenselliği yani… Ya da başımıza yeni peydahlanan yapaylık, ya da yapay zekalılıktan uzak olması mı? Bilemedik… 😊
Enes: Son olarak… Karamesai’yi gelecekte dinleyecek birine tek bir cümle bırakma şansınız olsaydı, bu cümle ne olurdu? Sizi yıllar sonra nasıl hatırlamalarını isterdiniz?
Karamesai: Şarkılarımız yıllar sonra hatırlanacaksa, buna tek cümle söylemek şu an için dimağımızın yetmeyeceği bir olay olur. Olayı güncel fikirlerimizle tek cümleye indirgersek ise: “yine düştüm aynı yola, gözlerimde uykusuzluk…” (bkz: yoğun tempo ile çalışmak 😊 )
Son olarak karamesai grubu olarak; bizlere verdiğiniz verdiğiniz destek için defalarca kez teşekkürü sizlere, kapak magazin ailesine borç biliriz. Ayrıca malum yıl sonu dinlenme raporlarımızı aldık 😊 reklam, pump vb. Olaylara girmesek de beklediğimizin ötesinde sonuçlar aldık. Koşulsuz şartsız bizi dinleyen, müziğimizi ve fikirlerimizi paylaşan tüm dostlarımıza da tonlarca teşekkür ederiz. Görüşmek üzere…

Az bütçeli cosplay, çizgi roman koleksiyoncusu ve müziğin çeşitli yönlerindeki gizemleri arayıp sizlerle paylaşıyorum.










