Pitch Black Process Röportajı – Headbanger’s Weekend Özel

Melodik Death Metal / Kapak / Metal / Metalcore / Müzik / Röportaj / Yerli grup | 0 Yorum

25. yılını kutlayan Pitch Black Process, Headbangers’ Weekend sahnesinde hem eski dostlarla hem de yeni dinleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. “Her sahne bir buluşma, bir iyileşme fırsatıdır” diyen grup, festivalde sürprizlerle dolu bir performans vaat ediyor.

Türkiye metal sahnesinin köklü isimlerinden Pitch Black Process, Headbangers’ Weekend 2025’te sahne almaya hazırlanıyor. İzmir’den İstanbul’a uzanan yolculuklarında dinleyiciyle kurdukları bağı en değerli motivasyon olarak gören grup, “Festivalde sahnede olmak kadar yollarda olmak da bu işin doğasında var” diyerek festival coşkusunu yaşamak için sabırsızlanıyor. 25. yıllarını kutladıkları bu özel dönemde, eski albümlerden seçkiler ve yıllar sonra geri dönen sürpriz parçalarla dolu güçlü bir setlist hazırlayan PBP, “Konsere değil, eyleme geliyoruz” diyerek dinleyicileri sahne önüne davet ediyor.

Uzun süredir büyük bir çadırlı festival düzenlenmediğine dikkat çeken grup, festivalin yeni bağlar kurmak için eşsiz bir fırsat olduğunu vurguluyor.


Güven: Pitch Black Process olarak Headbangers’ Weekend sahnesinde yer almak sizin için ne ifade ediyor?

Emrah: Bizim için, küçük salon ya da festival, her sahne; dinleyicilerimizle buluşma; hisleri paylaşma, iyileşme, iyileştirme fırsatı; salt bu yüzden her buluşma çok kıymetli, ama tabii böyle büyük organizasyonlar aynı zamanda yeni karşılaşmalar, kurulacak yeni bağlar için fırsat… Aynı zamanda, çok uzun süredir; üç günlük, çadırlı, bu kadar çok ve güzel grubun katıldığı bir festival düzenlenmiyordu; parçası olmaktan mutluyuz. 

Güven: Melodik death metal ve metalcore’un enerjik bir karışımını sunuyorsunuz. 6 Temmuz 2025’teki performansınızda İstanbul seyircisine nasıl bir atmosfer yaratmayı planlıyorsunuz? Sürpriz parçalar ya da özel düzenlemeler olacak mı?

Emrah: PBP’nin kuruluşunun 25.yılı içerisindeyiz; o yüzden, mümkün olduğu kadar, tüm albümlerden örnekler içerecek şekilde bir ‘’setlist’’ oluşturmaya çalıştık. Sürpriz yapmayı seven bir grubuz 🙂 , ama KPK Mag okuyucuları için sahneye sakladığımız bir sürprizi söylemiş olayım; en son 10 küsür sene önce çaldığımız bir şarkı olacak listede 🙂 

Güven: Festivalde ürünlerinizin satışı olacak mı?

Emrah: ‘’Merch’’ konusunda çok tembel bir grubuz. ‘Hand of God?’ albümünden beri hiçbir şey yapmadık, ama yakın zamanda 25.yıl için iki tişört tasarımı hazırladık. Onlarla beraber; az sayıda kalan dönem baskısı cdler, ‘’HoG?’’ tişörtü ve yine dönem baskı ‘’Affliction – Execution is Necessary’’ tişörtü ve cdsi olacak.

Güven: Festival yeri hakkında neler söylemek istersiniz? 2010 öncesi Mehmet Akif’te oldukça fazla festival oldu hatta Affliction olarak 2007’de Summer Rocks festivalinde sahne almıştınız diye hatırlıyorum.

Emrah: Doğru, 2005’teki “Rock Republic”te de vardık. Eğer bu soru “konumun zorluğu” bakımından ise, İzmirli biri olarak bu konuda hiç fikrim yok. 

Güven: Affliction demişken, 2011 yılına kadar grubun adı Affliction’dı daha sonra da Pitch Black Process olarak yola çok daha güçlü adımlarla devam ettiniz. Böyle köklü bir grupta isim değişikliği nasıl oldu? Bunu bir risk olarak gördünüz mü, tepkiler nasıldı?

Emrah: Tabii ki riskti, fakat yapmak zorunda kaldığımız bir hamleydi; 2009 ve 2010’da çıktığımız iki Avrupa turnesinde 10’dan fazla ülkede çaldık ve o sırada iki farklı ülkede daha ‘’Affliction’’ olduğunu gördük. Aynı zamanda, gruba adını verdikten çok sonra, ‘Affliction’ın, dünyanın en büyük alternatif giyim markalarından biri olduğunu da öğrenince, yasal sıkıntılar yaşamamak için isim değişikliğine gittik. Aslında süreç çok daha sorunsuz ve kolay olabilirdi, ama tabii ‘’Afliction’ı dağıtıyoruz’’ manasına gelen bir şakacık yapmasaydık:)) Sonuç olarak; birkaç kişiyi üzdük, belki birkaç kişiye bu değişimi duyuramadık bu sebeple, ama hala duymayan varsa; biz aslında Affliction’ız:)) 

Güven: Festivalde Türk gruplar içinde İstanbul dışından gelip sahne alacak gruplardan birisininiz. İzmir’den katılacak bir grup olarak, festivali nasıl değerlendirirsiniz? İzmir’den gelecek metal severlere neler söylemek istersiniz? Şehir dışından izlemek için gelmek oldukça zor oluyor, sahne almak bu konuda nasıl? 

Emrah: Hem dinleyici olarak, hem icracı olarak ‘’yolculuk’’ bu işin doğasında var. Eğer çok sevdiğin bir grup şehrine gelmiyorsa; imkanın varsa ve görmek istiyorsan, başka şehre, bazen başka ülkeye yolculuk kaçınılmaz. İcracı olarak ise zaten çok aktif gruplar için ‘’yol’’, evleri oluyor. Biz yollarda olmayı çok seviyoruz; özellikle de, ne kadar ‘’uzak’’ o kadar güzel bizim için:) Ama tabii ‘’organik sound’’tan vazgeçmeyen bir grup olarak, eğer gittiğimiz yerde temin edilemiyor ise, götürebildiğimiz her yere, uzun zamandır ‘’resmi sanatçıları’’ olduğumuz EVH amfilerimizi götürüyoruz. Hatta yurt dışındaki, uçakla gittiğimiz tekil konser/festivallere, EVH bulunamaması durumunda, 100 wattlık büyük amfiler yerine 15 wattlıkları taşıyoruz. Yani sözün özü, evet biraz külfetli bir şey yolculuk bizim için, ama bizi dinleyenlere en iyisini ve tam bir ‘’PBP soundu’’ sunmayı çok önemsiyoruz. 

Güven: Sahne öncesi hazırlık süreciniz nasıl geçiyor? Belirli bir prova rutini ya da sahne öncesi ritüeliniz var mı?

Emrah: Hayır bir ritüelimiz yok, ama performanslar öncesi mutlaka prova yapıyoruz.

Güven: Festivalde uluslararası dev isimlerle aynı sahneyi paylaşacaksınız. Bu sizin için nasıl bir motivasyon ya da sorumluluk yaratıyor?

Emrah: Açıkçası, bu festivalde yer alıyor olmanın kıymeti ya da heyecanı festivaldeki isimlerden kaynaklanmıyor. Az önce de dediğim gibi, halihazırda bağ kurduğumuz yol arkadaşlarımızla buluşma ve yeni yol arkadaşları edinme fırsatı esas olarak kıymetli bizim için. İlk İstanbul konserimiz, grubu kurduktan iki yıl sonra 2001’de, İstanbul Üniversitesi Rock Kulübü’nün düzenlediği ‘’Katatonia’’ konseriydi. ‘’Katatonia’’ konseri öncesi hiçbirini tanımadığımız, sonradan çok güzel dostluklar kurduğumuz, anılar paylaştığımız kulübün o zamanki yönetimi, performansımızdan çok etkilendiği için, 4 ay sonra ‘’Dark Tranquillity’’ için tekrar İstanbul’a çağırmıştı bizi. İki grup da bizim için o dönem ilah gibiydi. Sonrasında, katıldığımız ilk büyük festival olan 2004 ‘’Rock The Nations’’ festivalinde ise yine birbirinden önemli, taptığımız pek çok grupla çaldık, tanıştık. O zamanlar için bunların hepsi çok büyük heyecanlar, olaylar, motivasyon kaynaklarıydı bizim için, ama tabii zaman geçtikçe insanın değer yargıları, kıymet verdiği şeyler farklılaşıyor. Bizim için, manevi değeri yüksek şeyler daha heyecanlandırır oldu bizi zaman içinde; örneğin 2021’de, 20 yıl aradan sonra ‘’Dark Tranquillity’’ye tekrar açılış yapmak ya da bir Müslüman Afrika ülkesinde, Tunus’ta gerçekleştirilen ilk metal festivaline davet almak gibi…

Güven: Sahne performansıyla tanınan bir grupsunuz. Pitch Black Process sahnede ilk kez izleyecek birini nasıl bir deneyim bekliyor?

Emrah: Anlatılmaz, yaşanır! :)) Şakası bir yana; rock ve metal gibi ‘’organik’’ müzik türleri için konser deneyimi bambaşka bir şey olduğu için; çok sevdiğin bir grup vardır, o grubu canlı izleyince, grup gözünde daha da devleşir. Çok beğenmediğin bir albüm vardır, ama konserde dinleyince, “vay anasını, ne albümmüş; “kayda sığmamış”” dedirtir ya da bunların tam tersi… Yani er meydanı sahnedir; bizim de fena güreşmediğimiz söylenir:) Ama tabii takdir izyenlerin…

Güven: Festivalde dinleyici olarak görmek istediğiniz gruplar var mı? Sahne dışındaki kısmı da deneyimlemeyi planlıyor musunuz?

Emrah: Evet, ikinci günden itibaren orada olacağız. Festivalde sevdiğim çok grup var; ama özellikle Hypocrisy’yi görmeyi iple çekiyorum. 

Güven: Mor ve Ötesi’nin Saygı1 konserinde yer aldınız. Bu konserler nasıl geçti? 

Emrah: Saygı1 sırasında çok hastaydım. Konserden 4 gün önce yatmaya başladım, konserden dönünce de yine 3-4 gün evden çıkamadım. Sesim neredeyse hiç çıkmıyordu ve çok bitkindim. Ilk defa sahneye serumla çıktım. Açıkçası rüya gibiydi, bunu iki anlamda söylüyorum; hem Tr’nin en büyük, en ‘’ana akım’’ işlerinden birinde, bizim kadar ekstrem bir metal grubu olarak yer alabilmek bakımdan, hem de bitkinlik, enerjisizlik sebebiyle nasıl çıktım sahneye, nasıl indim çok hatırlamadığımdan:)  Fakat tabii harika bir deneyimdi. 

Güven: Eylül ayında Tunus’ta Mena Rock Fesvitalinde sahne aldınız. Bu festival nasıl geçti?

Emrah: Az önce de dediğim gibi, ülke ve oradaki rock, metal kültürüne gönül verenler için tarihi bir olaydı. Etkinlik, bir ‘’ilk’’ olarak tarihe geçti ve bu tarihi olayın bir parçası olduğumuz için çok gururluyuz, mutluyuz. Açıkçası ‘’deneyimin’’ tamamı oldukça şaşırtıcıydı; konser sırasında seyircinin muhteşem tepkisi, katılımı harici; organizasyonun ağırlamak için götürdüğü metal, rock ve türevlerinin canlı çalındığı bardaki ‘’ortam’’ da muhteşemdi! Ne bekleyeceğini çok da bilemediğin bir şehirde, ülkede, bu kültürün, bu kadar canlı ve güçlü yaşıyor olduğunu görmek çok mutluluk vericiydi! Ağırlamak demişken; muhteşem misafirperverlikleri ve davetleri için Mena’da emeği geçen herkese bir kez daha kalpten teşekkür ederiz! 

Güven: Headbangers’ Weekend 2025 sonrası Pitch Black Process için neler planlıyorsunuz? Bu festival, yeni bir albüm, turne veya başka projeler var mı?

Emrah: Sürprizleri seven bir grup olarak, yorum yok:)) Ama şunu söyleyeyim; 7-8 yıldır aklımızda, gündemimizde olan bir ‘’projeyi’’ hayata geçirmek için ilk adımları atarız belki yakında:) 

Güven: Son olarak, sizi Headbangers’ Weekend’de izleyecek olanlara bir mesajınız var mı? Özellikle Pitch Black Process ile ilk kez tanışacak gençlere neler söylemek istersiniz?

Emrah: Konsere değil; eyleme geliyoruz:)

Headbangers’ Weekend 3. Gün: Opeth, Katatonia, Paradise Lost, Hypocrisy, Ensiferum, Leprous, Cemetery Skyline, Pitch Black Process, Sabhankra, Alkera

Headbangers’ Weekend 3. Gün: Opeth, Katatonia, Paradise Lost, Hypocrisy, Ensiferum, Leprous, Cemetery Skyline, Pitch Black Process, Sabhankra, Alkera

6 Temmuz 2025 Pazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir