You May Kiss the Bride Röportajı

Metal / Müzik / Röportaj / Yerli grup | 0 Yorum

Yeni Bir Dönem, Yeni Bir Ses: You May Kiss The Bride Yeniden Doğuyor

Türkiye metalcore sahnesinin en üretken ve enerjik gruplarından You May Kiss The Bride (YMKTB), köklü bir geçmişin ardından yepyeni bir döneme adım atıyor. Kadro değişiklikleri, müzikal dönüşümler ve sahne deneyimleriyle şekillenen grup; bu süreçte yalnızca müziğini değil, ruhunu da yeniden inşa etmiş durumda. Fatma Turgut ile yaptıkları “Bensiz Bir Sen” iş birliğiyle geniş kitlelere ulaşan grup, bugün daha agresif ama aynı zamanda daha olgun bir sound ile geri dönüyor.

Yeni vokalleriyle birlikte dinamik bir üretim sürecine giren YMKTB, 7 Kasım’da yayımlanacak yeni single’ı “Blasphemy” ile dinleyicilerine “biz buradayız” demeye hazırlanıyor. Grup, yeni albüm hazırlıklarının yanı sıra hem Türkiye’de hem de yurtdışında sahneye çıkma planlarıyla gözünü büyük hedeflere dikmiş durumda. Yenilenmiş enerjileri ve samimi duruşlarıyla, YMKTB bir kez daha sahnenin en tutkulu yüzlerinden biri olmayı hedefliyor.


Güven: Merhaba You May Kiss the Bride (YMKTB), nasılsınız?

YMKTB: Selamlar! Çok iyiyiz, enerjimiz yüksek. Grubun yeni döneminde üretim temposu ve motivasyonumuz oldukça güçlü. Uzun bir yoldan geldik ama şu anda yaptığımız müzikten de, ekibin birbirine olan uyumundan da fazlasıyla memnunuz.

Güven: Yakın tarihte gelişen olaylar ile başlamak istiyorum. Çok önemli bir vokal değişikliği yaşandı, biraz sıkıntı bir dönemdi sanırım. Neler oldu merak edenler için bahsedebilir misiniz?

YMKTB: Evet, grubun tarihinde pek çok üye değişimi oldu daha önce ama vokal değişikliği her zaman sancılı bir süreçtir çünkü grubun kimliği, sesi ve enerjisi büyük oranda vokalle şekillenir. Ancak biz bu değişimi yeni bir başlangıç olarak gördük. Grubun daha sağlıklı ve huzurlu üretimi için bu değişim gerekliydi. Zaten yeni albüm şarkıları büyük ölçüde hazırdı. Yeni vokalimiz aramıza katıldığında hem sahne enerjisi hem de müzikal yönümüz tazelendi. O dönemde iletişim, prova, şarkı aranjmanları gibi birçok şeyi yeniden organize etmek zorunda kaldık ama şu an YMKTB olarak gerçekten istediğimiz sesi ve yönü bulduğumuzu düşünüyoruz.

Güven: Daha önce bu konular çok konuşuldu ama yine de sizi ilk defa tanıyacaklar için sormak istedim. You May Kiss The Bride olarak müzik serüveniniz nasıl başladı? Grup nasıl bir araya geldi? Grup isminin hikâyesi nedir? Neden “You May Kiss The Bride” ismini seçtiniz?

YMKTB: Grup 2010’ların başında, metalcore ve post-hardcore sahnesinde bir alternatif yaratmak amacıyla kuruldu. O dönem öncesinde birlikte Lamb Of God tribute grubumuz vardı. O dönemki davulcumuz ile Korhan’ın temelleri atması ile beste yapımına başlandı. İsim düşünürken bir filmdeki “Now You May Kiss The Bride” repliği ile ismi bulduk.

Güven: Grupta bir çok eleman değişikliği oldu, daha önce kadın vokal vardı ancak yeni bir düzen yeni yeni bir grup ile bu tamamen değişti. Bu süreçlerde neler yaşandı? Grubun adının değişeceğini duymuştuk bir zamanlar, ancak başka bir grup doğdu adı da YMKTB’nin Türkçe karşılığı diyebilecek bir isim (“Gelini Öpebilirsin”) ile devam etti. Bu süreçlerde neler yaşandı?

YMKTB: Her grup, zamanla kendi evrimini yaşar. Bizim hikâyemizde de bu değişimler kaçınılmazdı. Kadın vokalli dönemimiz YMKTB’nin ilk sayfasıydı diyebiliriz. Sonrasında değişen müzik anlayışımız, sahne dinamiğimiz ve üretim tarzımız bizi daha agresif, daha teknik ama bir o kadar da duygusal bir tarafa çekti.
“Grubun adının değişeceği” söylentileri de bu dönüşüm sürecinden kaynaklandı — farklı kadro, farklı yönlerle yürümek isteyen bir grup olarak değişim ihtiyacı hissettik. Ama sonra “Gelini Öpebilirsin” gibi Türkçe karşılığı olan alternatif düzenleme ortaya çıktıysa da biz nihayetinde YMKTB ismini koruyarak kimliğimizi güçlü tutmayı seçtik. Bu süreç sancılıydı ama bizi olgunlaştırdı. “Gelini Öpebilirsin” sürecinde “YMKTB” aktif değildi. Tekrar bir araya gelip üretime başladığımızda sizin de sorduğunuz gibi karışıklığı önlemek adına “Gelini Öpebilirsin” ismini GXO olarak revize ettik. İki grup farklı gruplar ve farklı müzikler yapıyorlar.

Güven: Sanırım YMKTB’nin dönüm noktası Fatma Turgut ile yapılan “Bensiz Bir Sen” çalışması olmuş olabilir. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Şarkı ve klip aşamaları nasıldı?

YMKTB: Kesinlikle öyle. “Bensiz Bir Sen” projesi bizim için hem duygusal hem profesyonel anlamda büyük bir dönüm noktasıydı. Fatma Turgut ile birlikte çalışmak, sahne ve kayıt anlamında beklentilerimizi yukarı çeken bir deneyimdi. Klip süreci hem estetik hem de duygusal olarak çok şey kattı; yönetmen, görüntü yönetimi, klip konsepti hepsi ortak bir vizyonla ilerledi.
Ve hemen ardından gelen Gamze Lüküslü ile “Artık Ben Yokum” çalışmamız da bu dönemi devam ettirdi. Gamze aktif kadroda olmasa bile hâlâ sahnede bizle sahne alabiliyor olmasından çok mutluyuz!

Güven: Yeni coverlar dinleyebilecek miyiz? Geçtiğimiz günlerde yayınladığınız Poker Face (Lady Gaga) ve Hard To Love (ROSÉ & Bruno Mars) ardından yeni bir Çilekeş yorumu geldi.

YMKTB: Evet, cover’lar bizim için bir tür nefes alanı gibi. Hem sound’umuzu güncel tutuyor hem de farklı tarzları YMKTB filtresinden geçirerek yeniden tanımlama fırsatı veriyor. Yeni dönemde de birkaç sürpriz cover projemiz var — hem yerli hem yabancı parçalardan, ama detayları şimdilik gizli tutalım.

Güven: Bir cover albüm yayınlamayı düşünüyor musunuz?

YMKTB: Cover projesini arada yapmak bize daha mantıklı geliyor. Albüme enerji ve vakit ayıracaksak bu kendi şarkılarımız olmalı düşüncesindeyiz.

Güven: Önümüzdeki projeleriniz nelerdir, biraz bahseder misiniz?

YMKTB: Yeni şarkılarımız yolda. Ayrıca 2026’nın ilk çeyreğinde çıkaracağımız bir albüm ve o albümle birlikte yoğun sahne planlarımız var.

7 Kasım Cuma günü yeni vokalimizle ilk teklimiz olan “BLASPHEMY” adlı şarkımızı yayınlamaya hazırlanıyoruz.

Güven: Geçtiğimiz yıl dünyaca ünlü Palaye Royale ile Ankara’da sahne aldınız. Bu konser oldukça önemliydi ülkemiz için, konuk grup olarak sizin sahne almanız konsere çok yakışmıştı. Sizin açınızdan nasıl bir deneyim oldu, konser nasıldı?

YMKTB: Kesinlikle harika bir deneyimdi. Palaye Royale gerçekten global ölçekte tanınan bir grup, ve bizimle sahne alması bizim için büyük bir prestij ve motivasyon kaynağıydı. O kadar kalabalık ve coşkulu bir atmosferde kendi tarzımızı temsil etmek, hem seyirciyle hem de sahneyle aramızda özel bir bağ kurdu. Bu tür büyük organizasyonlarda yer almak “biz de buradayız” demek açısından önemli.

Güven: Belirlenmiş konser var mı?

YMKTB: Evet, belirlenmiş konserlerimiz var. 25 Ekim tarihli Eskişehir konserinden yeni döndük ve gerçekten muhteşemdi. İçerisinde aktif bir kitle vardı. İleride 7 Kasım’da İzmir’de Dinozor Bar’da sahne alacağız. Aralık sonrası Yağız’ın askerlik durumu nedeniyle şimdilik daha ileri konser takvimi net değil; ama 2026’ın ilk çeyreğini albüm ve konserle açarak güçlü bir şekilde sahneye dönmeyi planlıyoruz.

Güven: Yurtdışı durumları nasıl, plak şirketleri veya konser için bir iletişim oluyor mu? Daha önce bir yurtdışı turu olmuştu yine böyle bir etkinlik düşünüyor musunuz? Yurtdışı konserleri olacak mı?

YMKTB: Evet, yurtdışına açılma düşüncemiz her zaman var. Avrupa ve yakın coğrafyada metalcore sahnesi büyüyor ve orada bir yer edinmek istiyoruz. Bazı menajerlik şirketleriyle iletişim halindeyiz, yurtdışı turneleri için görüşmeler mevcut. Netleşmiş bir tarih olmasa da gelecek planlarımız arasında yurtdışı sahne almak yer alıyor.
Yeni şarkılarımızın çoğu İngilizce olacak zaten ve bu bizi yurtdışında bir şeyler yapma konusunda umutlandırıyor.

Güven: You May Kiss the Bride, single olarak oldukça zengin bir grup, ancak baktığımızda bir albüm eksikliği var gibi. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Albüm hazırlığınız ya da görüşmeleriniz var mı?

YMKTB: Doğru, bu bize de çok söyleniyor. Aslında her single, gelecekteki büyük projemizin bir parçası. Günümüz müzik dinleme alışkanlıklarında single formatı daha avantajlı ama biz de bir albümle bu dönemi taçlandırmak istiyoruz. Hatta albümde yer alacak “Blasphemy” adında bir şarkımız var. Çıkış tarihi olarak İzmir konseriyle aynı gün — yani 7 Kasım — planlıyoruz. Tarz olarak alışılmadık YMKTB tarzı ve sesinden daha farklı; daha sert, daha dinamik bir şarkı olacak. Single olarak ilerlememizin sebebi şarkılarımızı sunarken kaliteli klipler ve sound ile sunma çabamızdan dolayıydı. Mix master için yurtdışından insanlarla çalışıyorduk vs. Ancak artık kendi üretimimizi kayıt mix ve master olarak kendimiz yaptığımız için süreci hızlandırdık.

Güven: Şarkı sözlerinizi yazarken nelerden ilham alıyorsunuz? Özellikle işlediğiniz temalar neler?

YMKTB: İlham kaynaklarımız genelde kişisel deneyimler, toplumsal çelişkiler ve insan psikolojisi. YMKTB’nin şarkılarında duygusal çöküş, öfke, isyan ama bir yandan da yeniden doğuş temaları hep var. Karanlığın içinde ışık bulmak diyebiliriz. İçsel sorgulamalar, ilişkiler, toplumun dayattığı kalıplar gibi yoğun motifler bizim için önemli.

Tabi bu yeni gelecek albüm için böyle. Daha önceden aşk temalı şarkılar yaparken artık bu temalarda şarkılar yapma taraftarıyız. Bu arada tabiki de aşk şarkıları yapmaya devam edeceğiz 🙂

Güven: Grup içinde nasıl bir iş bölümü yapıyorsunuz? (Şarkı yazma, beste, organizasyon vb.)

YMKTB: Şarkıların temeli genelde Yağız ve Korhan tarafından atılıyor. Beste sürecinde herkes aktif olarak katkı sağlıyor; ritim, atmosfer, geçişler, prodüksiyon fikirleri tamamen ortak bir üretim. Organizasyon ve iletişim kısmında da ekip içi görev dağılımı net; herkes kendi alanında sorumluluk alıyor.

Güven: Şarkılarınızı kaydederken ve prodüksiyon aşamasında nasıl bir süreç izliyorsunuz? Kaydı evde mi yoksa stüdyoda mı tercih ediyorsunuz?

YMKTB: Artık çoğu kaydı kendi stüdyomuzda alıyoruz. Bu bize hem özgürlük hem de zaman kazandırıyor. Kayıt, mix ve master sürecini ise gitar vokalimiz Korhan üstleniyor, çünkü grubun ses kimliğini en iyi o biliyor. Stüdyoda her şeyin steril değil, canlı ve “gerçek” duyulmasına özen gösteriyoruz.

Güven: Türkiye’deki müzik sahnesinde kendinizi nerede görüyorsunuz? Sizce tarzınız Türk dinleyiciler tarafından nasıl karşılanıyor?

YMKTB: Biz niş bir alanda, ama sadık bir dinleyici kitlesiyle varız. Metalcore sahnesi Türkiye’de sınırlı olsa da, bizim müziğimizin sadece bir “tarz” değil, bir duygu olduğunu düşünen çok insan var. Bu bizim için büyük bir motivasyon. Dinleyicilerimizden aldığımız tepkiler, bu tarzın ülkemizde de yaşam alanı bulduğunu gösteriyor.

Güven: Sahne performanslarında en çok dikkat ettiğiniz şey nedir?

YMKTB: Duygu. Seyirciyle o anı paylaşabilmek, her notada içten olmak. Bizim sahnelerimizde enerji patlaması kadar o duygusal bağ da çok önemli. Işık-ses-görsel her şeyi bir arada düşünerek hazırlıyoruz ama temel şey sahici olmak. Ve seyircimiz ile set süresinin keyfini sonuna kadar yaşamak!

Güven: Pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi? Konserler ve sahne performansları açısından ne gibi zorluklar yaşadınız?

YMKTB: Hepimiz için zor bir dönemdi. Konserlerin iptal olması büyük bir boşluk yarattı ama o dönemi üretimle değerlendirdik. Birçok yeni fikir o kapanma sürecinde doğdu. Sahne özlemi, hazırlık süreci, yeniden sahneye çıkma motivasyonu gibi pek çok şey değişti ama bizi yıldırmadı.

Güven: Şimdiye kadar en unutulmaz konser deneyiminiz hangisi oldu?

YMKTB: Sanırım Palaye Royale ile yaptığımız Ankara konseri. Seyirci, atmosfer, kalabalık, her şey mükemmeldi.

Güven: Sosyal medya ile aranız nasıl? Şarkılarınızı ya da bilgilerinize merak edenler nereden ulaşabilir?

YMKTB: Gayet aktifiz. Özellikle Instagram ve YouTube’da dinleyicilerimizle sürekli etkileşim halindeyiz. Yeni duyurular, sahne görüntüleri, stüdyo kayıtları orada yer alıyor. Bizi tüm mecralardan takip edip gelişmelerden haberdar olun!

Sevgiler. Röportaj için teşekkür ederiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir